İşverenler “mutlaka sahip olunması gereken” nitelikler listelerinde işbirliğini üst sıralara koymaktadır. Bu temel yeterlik , etkili sözlü ve yazılı iletişim kurabilme, başkalarıyla bağlantı kurma ve işbirliği yapma, müzakere etme ve çatışma yönetme ve ikna edebilmeyi içeren “kişiler arası becerilerin” bir bütünü olarak anlaşılmaktadır. İşverenler mezunların en kötü becerisinin yazılı ve sözlü iletişim olduğunu belirtmektedir. Öğretmenlerinin bu sorumluluğu üstlenmesi gerekmektedir: Araştırmalar öğrenci faaliyetlerinin (yıllık, öğrenci kurulu, vs.) öğrencilerin liderlik ve takım becerileri geliştirmelerine yardımcı olabileceğini ve gelecekteki kazançları üzerinde olumlu bir etkiye sahip olabileceğini göstermektedir.
Uzmanlar, ekonomik trendler göz önünde bulundurulduğunda yaratıcılık ve yeniliğin daha önemli hale geleceğini öngörmektedir. Öğrencilerde yaratıcılığı teşvik etmekle ilgili çok sayıda araştırma ve öneri mevcuttur, ancak okulların öncelikle bu yeterliği nasıl tanımladıklarını dikkatle belirlemeleri gerekmektedir çünkü yaratıcılık farklı insanlara farklı anlamlar ifade edebilir. Örneğin; ABD’de yapılan bir araştırma neticesinde öğretmenlerin yaratıcılığı tanımlama şekli ile işverenlerin istedikleri arasında önemli farklılıklar olduğu görülmüştür. Öğretmenler yaratıcı bir insanın en önemli göstergesinin problem çözme yeteneği olduğunu ifade ederken, işverenler en önemli niteliğin problemleri belirleyebilmek olduğunu belirtmişlerdir. İşverenler öğrencilerin “doğru bir yanıtı” olmayan bir problemi rahatlıkla ele alabilmelerinin çok daha önemli olduğunu da düşünmektedir. Buna göre, okulların öğrencilere daha karmaşık ve yapılandırılmamış problemler sunmanın ve daha az sayıda çoktan seçmeli sorular vermenin yollarını bulmaları gerekmektedir.